daha çok müzik olur gibi sanki burada amma göreceğiz bakalım...düstur: halka hizmet, hakka hizmettir...
(başlıklarımız genelde içeriğe linkler içerir, içerecektir)
öyle adamı hasta eden gül mül, parfüm, bayık şiirler filan gibi dingil yollara sapmayın, kırılıp bükülmeyin..yok ille de gülcüyüm ben diyorsanız, bari böylesini yollayın..it works out..and it worked outtu yani (ilk -ve yüksek olasılıkla son- pempe arka planım da hayırlı olsun kendime) :
bir şeyler dinliyordum da, aklıma geldi..şimdik, herhangi bir şeyi kıyaslarken "gelmiş geçmiş ennnn..." diye konuşmayı sevmiyorum pek çünkü genelde herhangi kapsamlı bir mevzunun gelmişini, geçmişini tümüyle bilmem pek de mümkün değil..o sebeple "benim duyduklarım içinde, gördüklerim içinde" gibi görünüşte küçük ama aslında çok büyük bi ayrıntıyı atlamamak lazım diye düşünmekteyim...düşünüyorum...çok düşünceliyim... gerçi böyle büyük büyük konuşmama rağmen ben de ikide bir "gelmiş geçmiş ennn..."li cümleler kurmuyo diilim kaçırıp da..neyse...
işte bu dı dı'nın matt johnson'ı da "bugüne kadar benim duyduklarım arasında" kesinlikle en cazibeli, en etkileyici, en iç eriten sese sahip adamlardan biri..benim için dı dı demek, matt johnson'ın vokali demek..isterse ibraam'dan bir şeyler söylesin; öyle saatlerce oturup dinlerim huşuuuu içinde.. söylediklerimhavada kalmasın bari, örnekleyelim..sevimsiz görünümlü pleylistimizde 17 yıllık şu güzellikleri peş peşe dinleyip, azıcık geriye kaykılarak geçmişe uzanmak lazım (gerçi "the only true freedom is freedom from the heart's desires, and the only true happiness this way lies" filan diyo o güzelim sesiyle ama neyse):