avantgarde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
avantgarde etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ekim 2010 Cuma

motW'imin halleri (...snowfall beautifies humanity...)

      (o soğuk, hemen hiçbiri başladığı gibi gitmeyen/bitmeyen şarkılarıyla önce bi kasar motW, kafa karıştırır.."ortaya karışık" bir tat verir..uzaklaştırır hatta kendinden..zamanla taşları yerine oturur, detaylar çözüldükçe nasıl dantel gibi işlenmiş olduklarının farkına varılır, hayranlıktan hayranlığa koşturur..ne yazık ki minimalist değildir, "catchy" bi tarafı da yoktur, geniş bir kulak kitlesine hitap edemez..ettiğine de tam eder..o epi topu 3 yıllanmış, 1 de taze albüm, ölene dek keşfede keşfede dinlenecek şaheserlere dönüşür..ya da bi tek bana öyle oluyordur, ne biliiim...
      kısadan: "metal müzik yapıyolar abicim işte yeaa" deyip de geçeni oyarım)

yalın hali:

-i hali:

-e hali:

-de hali:

-den hali:

-mmmm hali:

-zzzz hali:

-şşşş hali:

-ohhh hali:

22 Eylül 2010 Çarşamba

sick music for sick people volüm 3 / oxbow

       ---SAĞLIĞA ZARARLIDIR!---   
       
      kimselere benzemez, sevgili, şirincik muskam, eugene'ciğim: hakkında " if ‘I don’t give a fuck’ was an entry in the dictionary, underneath it would be a picture of a handsome, generously tattooed african-american man by the name of eugene robinson – probably wearing a crisp, tailored suit. robinson is one of the most interesting, intimidating, intelligent and fiercely individualistic people to emerge out of the 80’s punk scene with their wits intact" denmiş olan,
      kendisi de “somebody might be tempted to use the word schizophrenic to describe it, but I don’t consider it to be schizophrenic. I regard people to be a product of a number of different influences”
      ve dövüş sanatlarına olan tutkusuyla şarkı sözlerinin bağlantısı kurcalanınca da "the violence that occurs in the oxbow lyrical tableau is lyrically small, direct, knife-like. unkindness and cruelty at its best. I look at oxbow’s lyrical outlook as kind of a….these are love songs in my mind, and I don’t know if fighting has anything to do with love. we were at the grammy’s and like tina turner says, ‘what’s love got to do with it?’” diyen zat-ı şahane..bildiğin sick adam, bildiğin hayvan..oxbow'un her bi şeyi..
      şöyle ki:

çoğu kez böyle:

ya da böyle:

hatta:

buna da kıyamam:

son son iyice uçalım bari:

5 Eylül 2010 Pazar

velvet'ım, underground'um...

    "nihayet (bok varmış gibi) ben de kendime kalbim kadar temiz bir sayfa şeyttim" diyesiydim amma velakin burada bulunması muhtemel müzikal zımbırtıların pek de temiz pak bir görüntü arz etmeyebileceğinin de farkındayım..
    hayatımın ilk günlüğümsüsüne velvet'sız bir giriş yapmam namümkün olduğundandır ki: